16 Ocak 2014 Perşembe

Şanslı Nesil


Annem hep der ki: “Siz çok şanslısınız, biz hiçbir şey görmeden yaşadık.” Bunu derken kastettiği teknolojinin nimetleri. Bizim erken görüp onun geç gördüğü şeyler: TV, elektronik aletler, internet vs. Ama ben annem gibi şanslı olduğumuzu düşünmüyorum. Keşke geceleri mum ışığında otursaydım da zamanın pisliklerini görmeseydim. Neler mesela? Birbirlerini parmaklayan liseli gençler, onların yanında her türlü küfür bilen “erkek fatma”lar, TV programında donunu indiren arsız showman’i alkışlayan insanlar…

İlkokulu zor bitiren ninelerimizin hikmet dolu sözlerini söyleyebilir mi yüksek lisansını yapmış, 2 dil bilen hanım kızlarımız? Kızlar 1 dakika, cinsel ayrımcılık yapmıyorum, aynı şey bizim için de geçerli, dedelerimizin tırnağı olamayız.

Keşke buzdolabı görmeseydim, Google’da kendimi şanslı hissetmeseydim, Facebook nedir bilmeseydim, adım attığım her mekanda; yüzüme gülen, arkamdan söven, yapmacık insanlara rastlamasaydım. Diplomalı okumuş (yoksa okumamış mı?) cahillere laf anlatmaya çalışmasaydım.

Kimyada doktorasını yapan bir arkadaşım üniversitede “bilimsel mastürbasyon” yaptıklarını söyledi. Bir arkadaş da “Siyasi mastürbasyon” başlıklı bir yazı yazmıştı. Milyonlarca kişi FarmVille denen oyunda toprak kokusu almadan “çiftçilik mastürbasyonu”nun tadını çıkarıyor. Bazı İlahiyatçı bozuntuları çağdaş düzene yaranmak için “dinsel mastürbasyon” yapıyor. Yani iliklerimize kadar fason olmuşuz. Bu ortamda mutlu olmaya çalışıyoruz, çoğu zaman mutluymuşuz gibi davranıyoruz.

Bütün bu bozulmanın sebebi teknoloji değil elbette. Fakat, “hiç etkisi yok” diyemeyiz. Teknolojinin insanları tembelleştirmesinin mutlaka negatif etkileri vardır diye düşünüyorum. Galiba boş zaman batıyor bize. Her şeye kolay ulaşıyoruz. Bugün en temel ihtiyacımız su musluktan akıyorken, eskiden uzaktan taşınırmış evlere. Şimdi ise kapıdan dışarı çıkmadan alışveriş yapabiliyoruz. Bunun sonucunda hızlı yaşıyoruz. Tüketilecek o kadar çok şey var ki hepsine yetişebilmek için daha hızlı olmalıyız, daha hızlı. Bu hızlılıkta, durup da düşünmeye vaktimiz yok. Düşünme, hızlı yaşa ve anlamadan öl! Zaten düşünmemeyi de okulda öğretiyorlar: “Rahat, hazır ol, rahat, kollar arkadaşının omzuna, düzgün sıra ol, gülme, gülme lan it!”

Teknolojiyi suçlamıyorum. Asıl konu benim şanslı olup olmadığım. Neyleyim teknolojiyi, interneti; bana yalansız dünya gerek. Hayır, ben şanslı değilim anne! Sen benden daha şanslıydın.

(21 Ocak 2010)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder