18 Ocak 2014 Cumartesi

Robotlaşan Ehl-i Cemaat


Bildiğiniz gibi din adına birçok farklı grup mevcut ülkemizde. Bazıları dernek, vakıf, tarikat vb. isimler alsalar da bu yazıda hepsini birden “cemaat” adı altında zikredeceğim. Bu cemaatlerin ortak amacı; Allah rızası için bir takım çalışmalar (insanları dini konularda bilinçlendirme, fakirlere yardım, hayır hasenat vb.) yapmak diye özetlenebilir. Tabi bilmediğim farklı amaçları olanlar da vardır kim bilir. Onlar zaten bizi ilgilendirmez.

Benim bu yazıyı yazmama sebep olan konu ise bu cemaatlerin (iyilere lafımız yok) insanların beyinlerine vermeleri. İstismar her alanda olduğu gibi din alanında da almış başını gidiyor. Belki de en fazla istismar yaşanan alan din. Bugün yapılanlara bakıyorum da hep aklıma şu söz geliyor: “Din, kitlelerin afyonudur”. Neler yaşanıyor derseniz ben kendi gördüklerimi sıralayayım:

  • Mensubu olduğu cemaatin liderinin hata yapabileceğini çoğu zaman akıllarına getirmemeleri. Ne diyorsa kayıtsız şartsız inanmaları.
  • Hadi lideri geçtik, daha alt düzeydeki “abi/abla”ların sözlerine akıl süzgecinden geçirmeden inanmaları.
  • Mensup olduğu cemaatin kendine bahşettiği süper nitelikler yüzünden kendini, cemaati dışındaki insanlardan daha kaliteli müslüman olarak görmeleri.
  • Cemaat “abi/abla”larının burs verdikleri öğrencileri ipotek altına almaları. Gerektiğinde onların etinden sütünden faydalanmaları, sömürmeleri.
  • Kızların kendi cemaatinin dışındaki erkeklere vermemeleri. Onları eş adayı olarak görmemeleri. Hatta “abla”ların bizzat “o herif bizden değil veremezsin, bizimkilerden birine verecen” telkinleri.
  • Çevresindekilere zorla gazete/dergi aboneliği kakalamaya çalışmaları. Abone olmayanlara selamı kesmeleri, çeşitli triplere girmeleri.
  • Cemaattekilerin insanları hakikatı anlatıp bilinçlendirmek yerine onları efsanelerle kafalamaları, hatta sırf kafalamak için yalana başvurabilmeleri, yalan yanlış fetva uydurmaları (ceylanı ürkütmemek için, aklı sıra sevdirecek ya dini). Herşey hizmet için!

Ey ehl-i cemaatler, ihlastan (sadece Allah rızası) uzaklaşarak, kendinizi uzaktan kumandayla kontrol edilen hizmet manyağı robotlara dönüştürtmeyin. Hizmet edin, hizmet manyağı olmayın. Yaradan bizden sadece O’na ve Rasulu’ne tabi olmamızı istiyor. “Kitap ve Sünnet” yetmiyor mu size?

Din samimiyettir, müminler kardeştir. Müminler birbirlerine harbi davranmalıdır. Mümin maskesiz olmalıdır. Dünyadaki müslümanlar, ilk önce “ırk” yüzünden birbirinden ayrıldı, aramıza milliyetçilik zehiri atıldı, nifak sokuldu. Şimdi ise ülke içinde “benim şeyhim senin şeyhini döver” şeklinde ayrılıklara düşülmektedir. Kafir denen kişiler birbirlerine karşı daha samimi, daha harbi yaşıyor be!

(7 Ekim 2009)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder