4 Şubat 2014 Salı

Kalbim Kış Köşesi

 

Kış benim mevsimim. Soğuk, ayaz, kar, yağmur, çamur beni kendime getiriyor. Genelde sevilmez kış. Herkes yağmurdan kaçar. Soğukta dışarıda kimseyi göremezsiniz, görseniz bile içeriye girmek için can atıyordur. Çünkü soğuk kemiğe işler, acıtır. Bir de kış ölümü hatırlatır insana çaktırmadan; ondan sevilmez galiba, dışarıda çıt çıkmaz, hayat durmuştur sanki. İnsanlar evlerinde pineklemektedir. Dondurucu soğuk; yalan sözleri, sahte gülümseyişleri, taş kalpleri evlerine hapsetmiştir. Dışarıda onlara rastlamadan gönül rahatlığıyla kafamı dinleyebilirim.

Soğukta donmak, sıcakta kavrulmaktan daha iyi benim için. Kış mevsiminin gönlümde uyandırdığı melankolinin hüznü, ruhuma garip bir tat verir. Tir tir titremek, sönmeyen gönül yangınlarıma masaj yapar. Soğuk iliklerimi okşarken zihnimdeki grileşmiş fotoğraflardaki mutlu anları yeniden yaşarım. Gözlerim projeksiyon cihazı, beyaz karlı yüzey ise perde olur. Karlara bakarken geçmişin slaytları geçer gözümden birer birer. Geride bıraktıklarım, kapsama alanı dışındaki kalpler, aramızda buzla örülü kalın duvarlar… Tek sığınağım soğuk yalnızlığım.

Yaz mevsimi öyle değil, kışın kasılan kaslar serişe geçer. Evler boşalır. Herkes kendini dışarıya atar. Mesaiye ara verilir bir süreliğine, tatile çıkılır; çalışıp yorulmak ofiste kalmıştır. Güneşlenme zamanıdır. Bedenler gevşer, zevk hormonları damarlarda cirit atarken beyin fantezi üstüne fantezi üretir. “Yaz aşkı” diye bir aşk çeşidi bile var, tatile gittiğin yerde boş kalmayıp, kısa süreliğine kullanıp atmak için. Tatil dönüşü yaşananlar geride kalır, herkes evine döner. Tek gecelik ilişki gibi. Yaz; sahte, geçici mutlulukların mevsimi. Bu dünya gibi yalandan.

Yaz, yalancı cennet; kış, ölümün provası. Yaz, Top 10’da 1 numaraya oturmuş bir pop şarkısı (eğlendiren); kış ise eskimeyen bir Türk musikisi nağmesi (hüzünlendiren). Eğlenceler geçici, hüzünler kalıcı. Sabret gönül, az daha yolumuz var. Yaz da bitecek, kış da.

(26 Ocak 2010)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder