23 Temmuz 2015 Perşembe

1 yanlış 3 doğruyu götürür


 

Her doğru her yerde söylenmez. Bu klişeyi, bazı doğruların bazı durumlarda bazılarına ağır geleceği için söylenmemesi olarak tarif edebiliriz. Her doğrunun her yerde söylenmemesi gerektiği durumlar elbette ki vardır. Ancak günümüzde birçok şeyin kurban gittiği suistimalden bu söz de payını fazlasıyla alıyor. Bu klişenin arkasına saklanılarak doğru zaman ve mekanda söylenmesi gereken doğrular da söylenmez oldu. Yanlış incinmesin, kırılmasın, rahatsız olmasın diye doğruların yanında Doğru da yanıyor. Rahatlıkla söylenebilen doğrular da Yanlış’ın rahatsız olmayacağı tabiri caizse Yanlış’ın cevaz verdiği doğrulardan. Buna karşın çoğu yanlış her yerde rahatlıkla söylenebiliyor. O konuda sıkıntı yok.

Yanlış’tan korkulduğu için Doğru’nun saklandığını din hocalarında fazlasıyla görmekteyiz. Gerek batılılaşma sürecinde Doğru’lar yüzünden çekilen sıkıntılar (zindan, işkence, darağacı vb.), gerekse modern dünya karşısında duyulan eziklik duygusu; hocaları Doğru’ları saklamaya itmiştir. Doğru’yu gerektiği gibi anlatamamak din hocalarını zamanla “dinci”ye dönüştürmüştür. Dinci tabiri hoş olmasa da dini kendi aklınca pazarlamaya çalışanlara tam uyuyor. Bildiğiniz gibi bir satıcı sattığı ürünün sadece iyi özelliklerini anlatır, müşteri almaktan vazgeçebilir endişesiyle kötü özelliklerinden bahsetmez. Onun için önemli olan o anda malını satmaktır. Dincilerin doğuşu da bu şekilde olmuştur. Doğru’lar; ilk başlarda korku, eziklik vb. sebeplerle saklanıp anlatılamamış, daha sonra eğilip bükülerek Yanlış’ların sevebileceği şekilde paketlenip süslenmiş ve son olarak Yanlış’ların pazarında onların istediği miktarda, onların istediği fiyattan satışa çıkartılmıştır.

Sözün özü, bugün söylenen “Her doğru her yerde söylenmez” lafı aslında Yanlış’ın cevaz vermediği Doğru’lar için geçerlidir. Yoksa Yanlış’ın cevaz verdiği doğruların söylenmesinde bir beis yoktur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder